championofbooks: Sonsuza Dek \\ Seçim Serisi, #3

Kitap Künyesi

Kitabın Adı: Sonsuza Dek
Orijinal Adı: The One
Yazar Adı: Kiera Cass
Sayfa Sayısı: 287
Yayınevi: Dex
Çevirmen: Derya İmer Aydınlık

Arka Kapak

Seçim, America'nın hayatını tamamıyla değiştirmişti. Illêa'nın prensesi olmak için yarışmaya katıldığından beri, ilk aşkı Aspen'e hissettikleri ve Prens Maxon'a karşı gün geçtikçe artan ilgisi arasında kalmıştı.

Şimdi America için gerçekten de karar verme zamanı.

Savunduğu doğrular için mücadele etme zamanı.

Sonsuza dek seveceği erkeği seçme zamanı.

Yayınlandığı tüm ülkelerde çok satanlar listesine hızlı bir giriş yapan Sonsuza Dek, Beni Seç ve Elit'ten sonra Seçim serisinin üçüncü kitabı. Uzun süredir serinin hayranları tarafından beklenen Sonsuza Dek'te Kiera Cass distopik fantazyayı peri masalıyla birleştiriyor ve unutulmaz bir finale imza atıyor.

Kitabı okumayanlar için spoiler niteliğindedir. ♫

Seçim serisinin son kitabı olan Sonsuza Dek'i, seriyi tamamlamak adına ne zamandır okumak istiyordum. Sonunda okullar bitti ve bende elime alıp okudum. Kısa olmasından ziyade kesinlikle yazarın basit yazımı sayesinde bir günde bitti.

Distopya türünde olan bu kitapların konusu ilgimi çektiği için bir yıl önce falan almıştım. Konusu gerçekten harika olan bu kitap, yazarın duygusuz yazımı ile benim için kitabı batırmış gibi geliyor bana.

Açıkçası ilk iki kitapta America'ya olan sinirim bu kitapta da devam etti. Fakat bu America'nın güçlü ve kendi doğrularını savunan biri olmasını saklamıyor. Cesareti, çıkışları ve her şeye rağmen vazgeçmemesi beni gururlandırdı.

İşte benim kızım!

Beni Seç ve Elit'te, Aspen ve Maxon arasında kalan America neyse ki bu kitapta seçimini yapıyor. Buna gerçekten çok rahatladım. Ama bu seferde Maxon kararsız kalıyor. Seçimi bir türlü bitiremiyor.

İki sorunumuz var. Kriss ve Kral Clarkson.

Kralın hâlâ America'dan nefret etmesi sürüyor ve Maxon'da, Kriss'e bir şeyler hissediyor gibi oluyor.

Bir de benim bu kitapta çok hoşuma giden bir karakter var. Celeste. Diğer kitaplarda pek ısınamamıştım. Ama bu kitapta onu o kadar çok sevdim ki, böyle onun bölümlerinde hep bir gülümseme oluştu bende.

Beni en çok üzende kitabın son 20 sayfasında olan şeydi.

İlk önce Maxon, America'ya seçimi bitirdiğini ve onu seçtiğini söylüyor. Burada gerçekten çok sevinmiştim. Fakat sonra prens, Aspen ve America'yı yakalıyor ve onu evine göndermek istiyor. Seçimini açıklayacağı sırada "Gittiğinde memnuniyet duyacağım." sözü ister istemez gözlerimin dolmasına sebep oldu. Beni üzen diğer şey ise Celeste'nin ölümü.

Evet, yazar burada duygusuzluğunu konuşturmuş.

İlk önce America'nın babasının ve kral ve kraliçenin ölümü çok ruhsuz bir şekilde yazılmıştı. Güzel düşünülmüş fakat yazıya fazla güzel aktarılamamış.

Ve son anda Celeste'nin başından vuruluşu. Koskoca sarayda hiç kimse mi fark etmedi birinin silah uzattığını?

Ama kitabın sonunun böyle biteceğini biliyordum. Yani evlilik ile. Bir de sonunda Maxon ona "Tatlım," deyince niye yeniden başlama diyorsun America sen demedin mi bana tatlım demesine izin vereceğim diye. İşte boşuna demiyorum bu kız salak diye :D

Kitabın en duygusal kısmı bana göre Maxon'ın mektuplarıydı. Tek duygulu bölüm buydu ya neyse.

America'ya Maxon'ı seçtiği için teşekkür ederim. Hayatımı kurtardın :D

Bu arada kitapların kapaklarına benden başka aşık olan var mıdır merak ediyorum. Karakterli kapaklar genelde pek hoşuma gitmez ama bu. Amanın, mükemmel ötesi. Ama Elit'in kapağı biraz şey böyle, America aşkım çok psikopatça bakmış sanki "Maxon'a yaklaşanı döverim!" gibisinden.